BlogKariyer

İş ve Yaşam Dengesinin Sırrı

 Kate yeni kurulan, küçük bir işletmede çalışkan bir müdür. İşinde çok sıkı çalışıyor ancak kendi hayatını ıskaladığı yönünde rahatsız edici bir duyguya kapılıyor. Ve sonra saplantılı bir şekilde, çalışmadığı zamanlarda; tutkuları, arkadaşları ve ailesinden keyif alabilmek için “iş modunu” kapatmayı deniyor fakat eninde sonunda bunun için gerekli enerjiyi bulamadığını fark ediyor.

 Çoğu insan da Kate gibi, iş-yaşam dengesinin gerçek anlamını yanlış anlıyor. İş ve yaşamı birbirinden ayrı tutmaya çalışıyorlar, fakat bu istenmeyen sonuçlara yol açıyor.

 

İş-Yaşam Dengesinin Lanete Dönüştüğü Nokta

 İş-yaşam dengesini sürdürmeyi deneyenler bunu sadece zamanlarını bölerek yapıyorlar- yani zamanlarını “iş modu” ve “yaşam modu” şeklinde iki çizgiye ayırıyorlar – ve aslında bilmeden kendilerini de bölmüş oluyorlar.

 İş ve yaşamı karşılaştırmak amacıyla yan yana sıraladıklarında, bilinçsizce işe karşı yaşam şeklinde düşünüyorlar – ve kendilerini sürekli birine karşı diğerini seçmek zorunda hissediyorlar.  Bu çerçevede; bir tarafın kazancı, diğerinin kaybı oluyor.

 Bunun sonucunda da işi, kendi hayatlarını yaşayamadıkları zaman dilimi olarak görmeye başlıyorlar. İş kavramı, biteceği zamana kadar uğruna acı çekilmesi gereken bir zorunluluk halini alıyor. Fakat iş ile ilgili her şeyi negatif ve acı verici olarak kodlarsanız, “hayatınız” da neşeye ve eğlenceye dair gerçekçi olmayan beklentilerin ağırlığı altında ezileceğinden dengeyi tümüyle kaybedecekseniz.

 İş ve yaşamı yeniden dengelemek, yeni ve keyifli bir iş aramakla bir açıdan mümkündür. Ancak hiçbir iş mükemmel değildir. Her işin mutlaka meşakkatli bir tarafı olacaktır. Ve çok geçmeden, kendinizi yine işe karşı yaşam rüzgarına kapılmış bulacaksınız, çünkü hala olaylara aynı çerçeveden bakıyor olacaksınız.

 

Laneti Kırmanın Tek Yolu

 Asıl hedef, hayatınızdaki bütün negatif ve pozitif etmenleri eşit olarak yeniden dağıtabilmektir.

 Pek çok insan, bunu iş yaşamının bütün pozitif yönlerini yok sayıp yerine negatifi koyarak ve iş dışı zamanı hep pozitif düşünerek başarmaya çalışır:

is-yasam-dengesi

 

 

Eğer bütün güzelliklerin iş modu kapalı olduğunda gerçekleştiğini varsayıp, işe hep negatif bir anlam yüklersek, işteki performansımız daha da fazla negatiflik yaratılarak bundan olumsuz etkilenecektir.

İnsanlar sıklıkla “tatil modlarını” mutlulukla özdeşleştirmeye eğilimlidirler, ancak işteki problemlerle yüzleşmedikçe mutluluğu da yakalayamazlar.

 Bunun aksine, bütün pozitif etkenleri iş hayatına sığdırmaya çalışanlar da vardır.  Bu insanların da iş yaşam dengeleri aşağıdaki gibidir:

 

 

sosyal-yasam

 Ne yazık ki bu kişiler de hala eski bakış açılarına saplandıkları için, bütün negatiflik “tatil modlarına” kodlanacak, gerek sağlık gerekse kişisel ilişkilerinde acı çekmeye mahkum olacaklardır.

 Çok az sayıda şanslı insan bu denklemin her iki tarafında da pozitifliği deneyimlemektedir; bu kişilerin iş-yaşam dengesi de aşağıdaki gibidir:

is-hayati

 

 

 Eğer siz de bu insanlardan biriyseniz şanslısınız! Nüfusun yüzde beşinden az bir grubun içindesiniz!

 Geriye kalan yüzde doksan beş için ise gerçekçi bir iş-yaşam dengesi kurmanın çözümü mevcut:

 Hedef, bütünleştirilmiş kendilik duygunuzu iyileştirmek olmalıdır. Bunu yaptığınız zaman, iş ve yaşam arasındaki ikili mücadeleyi ortadan kaldırmış, ve bilinçsizce yaptığınız, işi acı çekme, yaşamı ise keyif alma olarak etiketlemeyi sona erdirmiş olacaksınız. Böylece pozitif enerji kolay ve zahmetsizce bütün hayatınıza akmaya başlayacaktır.

 Bütünleştirilmiş kendilik duygunuzu iyileştirmek adına kendinize şu soruyu sorun: Özel yaşamımda ve iş yaşamımda yaptığım şeyleri gerçekte niçin yapıyorum?

 Bu soruya vereceğiniz cevap sizin bütünleştirilmiş kendiliğinizin temel şablonunu ortaya koyacak, direkt olarak kim olduğunuza ve neye değer verdiğinize dair cevapları gösterecektir.

 Şimdi bu oluşturduğunuz şablonu işteki, boş zamanlarınızdaki ve ilişkilerinizdeki yaşam kalitenizi test etmek için kullanın ve her birinin birbiriyle iş birliği içinde olup olmadığını görün. Bu yeni bakış açısının adı artık denge değil ittifaktır.

 Bu durum bir sürü şeyi açığa çıkaracaktır:

 İşinizin acı verici olmayan tarafları: Tekrar bakın ve gerçekte değer verdiğiniz şeyleri yansıtan bir sürü olumlu taraf göreceksiniz. Örneğin, yaratıcılığa değer veriyor olabilirsiniz, ve fark ediyorsunuz ki bunu işinizde her gün gösterme şansına sahipsiniz..

 “İşinizde” önemsediğiniz şeyler “yaşamınızda” önemsediğiniz şeylerle aynıdır: Örneğin, yaşamınızda arkadaşlığa verdiğiniz değeri, işinizdeki iş arkadaşlarınızla da paylaşıyorsunuz. Değerleriniz bütün etkileşimlerinizde var oluyor ve bütünleştirilmiş kendiliğinize hizmet ediyor.

 İşinizde ve yaşamınızda her ne yaparsanız yapın, bunlar birbirini destekler ve geliştirir: Arkadaşlarınıza gösterdiğiniz cömertlik, işte müşterilerinize de aynı cömertliği göstermenizi sağlayabilir. Ya da işinizdeki kaynaklarınız, özel hayatınızdaki problemleri çözümlemenize yardımcı olabilir.

 Kaçınılmaz olarak bir daha iş modu ve tatil modu modelini kullanmak zorunda kalmayacaksınız, çünkü sürekli gerçek değerlerinize göre hareket ediyor olacaksınız. Bunun sonucu olarak da pozitif enerjiniz bu modlara göre kimi zaman güçsüzleşip, kimi zaman da aşırıya kaçmayacak; bunun yerine hayatınızın her alanında pozitif geri bildirim döngüsü halinde aralıksızca akmaya devam edecek.

 Gerçekçi bir iş-yaşam dengesi aşağıdaki gibidir:

 

is-sosyal-yasam 

 

 Acı Verici Lanetten Arınmış Bir Hayat

 Dengeden ittifaka olan yenilenmiş bakış açınız, mevcut şartlar ne olursa olsun size güç veren içsel bir dönüşümdür.

 Örneğin, mevcut işinizde acı çektiğiniz gerçeğini açığa çıkarabilir. Ancak şimdi şablonunuzu bu olumsuzluğa sebep olan etkenleri göz önüne sermek için kullanabilirsiniz. (başka bir deyişle sizin değerlerinizle bağdaşmayan/müttefik olmayan nedir?)) ya da kendinize gerçekte yaptığınızı neden yaptığınızı hatırlatabilirsiniz, belki de tek yapmanız gereken ince bir ayardır… belki de işinizi değiştirmeniz kesinleşmiştir.

 Sonuncusu doğru olsa bile, yeni işinizi bulana kadar pozitifliğinizi sürdürebilirsiniz. Günlük yapmanız gereken işlerden nefret ediyor olabilirsiniz, ancak değer verdiğiniz şeylerden biri ailenize destek çıkmak olabilir– kendinizi ne yaptığınızı bilince olarak teşvik edin.

Ya da iş bağımlısıysanız, şablonunuz tatil modu olarak gördüğünüz ve dolayısıyla öncesinde daha az değer verdiğiniz şeylerin (rahatlamak, eğlenmek, bir tutkunun peşinden gitmek, aile ve arkadaşlarla zaman geçirmek) aslında çok yönlü bir iş yaşamını da destekleyen hatta geliştiren bir değerler zenginliği içerdiğini gözler önüne serebilir.

Değer zenginliği olan ve uyum içinde ayarlanmış bir iş-yaşam ittifakı pozitif enerji ve mutluluğun var oluşunuzun bütün alanlarına nüfuz etmesini sağlar. Bu nedenle durmayın ve kendi şablonunuzu yaratın.

 

 

 

Yüksel Pınar Solakarı

Proje Yönetimi Okulu Blog Yazarı

Kaynak: https://www.lifehack.org/611110/why-work-life-balance-is-a-curse-and-what-a-realistic-balance-really-is?ref=email

 


İlgili Makaleler


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Başa dön tuşu