BlogKişisel Gelişim & Verimlilik

Sizi Çevrenize Daha İyi Gösterecek 23 Beden Dili Önerisi

Sizi Çevrenizdekilere Daha İyi Gösterecek 23 Beden Dili Önerileri

Gün içinde farkında olmadan çevremizdeki insanlara sinyaller gönderiyoruz. Gözlerimizin hareket şeklinden el sıkışmamıza kadar bütün hareketlerimiz çevremizde, kendimizle ilgili algılar yaratmakta. Bu nedenle beden dilimiz çok önemli.

Beden dilimizi kullanarak çevremizdeki algıyı olumlu yönde etkileyebiliriz. İşte size çevrenizde olumlu etki yaratacak beden dili taktikleri.

 

  • Manipüle etmek olumsuz bir şey değildir.

Etkilemek, kişinin davranışlarını ve fikirlerini değiştirmektir. Manipülasyon ise bunu kasıtlı olarak yapmaktır. “Manipülasyon” kelimesini duyduğunuzda aklınıza hemen olumsuz bir şeyler geliyor olabilir, lütfen gelmesin. Kötü olan manipülasyon değildir. Kötü niyetli insanlar kötüdür. Bunu iki örnekle açıklayalım.

  • İçten pazarlıklı bir insanın manipülasyon örneği;

İçten pazarlıklı insanlar kötüdür. Kötü insanların manipülasyonları sorunludur. Buna örnek olarak da kötü düşünen bir arkadaş örneği olsun. Bu kötü arkadaş, sevilen bir sınıf arkadaşının sosyal statüsünü düşürmek istiyor. Bu nedenle, sevilen sınıf arkadaşı hakkında diğer arkadaşlarına kötü şeyler söylüyor. Bu durum, diğer arkadaşlarını etkiliyor ve daha az görüşüyorlar. Tabi bu durumda sevilen sınıf arkadaşı bu durumdan kötü etkileniyor ve üzülüyor.

  • Dostça manipülasyon örneği olarak;

Manipülasyon, herkesi daha iyi bir duruma da getirebilir.

Parti insanları deneyimli manipülatörlerdir. Parti insanları biriyle çarpıştıklarında, karşı tarafın hatası bile olsa gülümseyerek özür dilerler. Olumlu tavırları sayesinde kavgaya girmezler ve parti boyunca harika zaman geçirirler. Yani bu iki örnekte de görüldüğü için kötü olan manipülasyon değildir. Sorun önceki örnekteki arkadaşın kötü niyeti olması ve yalan söylemesidir.
Okuyucularımızın bahsedeceğimiz beden dili önerilerimizi iyi niyetle kullanacaklarına eminiz :)

1.Bölüm: Davranışlar ve Beden Dili

İnsan zihni yargılayıcıdır, işi de zaten budur. Evrim sırasında bizi canlı tutan şey de yargılama özelliğidir. Yargılarımızı saliseler içinde yaparız.

  • Bu kişi bizim için bir tehdit oluşturur mu?
  • Bu kişi çekici mi?
  • Bu kişi benim sosyal hayatım için yararlı mı?

Bu içgüdülere dikkat edin. Kişiyi daha iyi tanımadan asla hareket etmeyin.

Bahsedeceğimiz öneriler sizi iyi algılanacak şekilde davranmaya yönlendirir. Ayrıca bu bölüm kesinlikle beden dili ile ilgili değildir. Ancak, bu tutum ve davranışlar beden dilinizi etkileyecektir.

7 Maddede Sizi Anında Sevilen Biri Yapacak Beden Dili Hareketleri

  • Kendinize güvenin ve güven seviyenizi ayarlayın.

Bu konu, kendi makalesini yazdıracak kadar önemlidir. Maalesef güven seviyenizi hiçbir zaman %100 doğru ayarlayamazsınız. Ayrıca kendinden emin görünmemenin, sempatiklik puanlarını arttırdığı kesin durumlar da vardır. Ama ortalama olarak ilk söylediğimiz doğruluğu elinde tutuyor, kendinize güvenmelisiniz. Bu konuyu ele alacağımız iki farklı nokta var.

  • Sizi rahatsız eden şeylerden uzak durmayı deneyin.
  • Mesela kıyafet seçiminde zorlanıyorsanız, yanınızda bir arkadaşınızın olması sizi bu dertten kurtaracaktır.
  • Kendinizi güvende hissetmek için eğitin.
  • Bu konuyla ilgili kişisel gelişim yazıları okuyabilirsiniz.
  • Ayrıca formda kalmak da bu konuda size yardımcı olabilir. Bunun için “4 Saatte Süper İnsan” kitabını okuyabilirsiniz.
  • Aksi ispatlanmadıkça herkes arkadaştır.

Köprüleri kurmadan önce neden yakarız? Bunun hiçbir anlamı yok.

  • Kazanılacak her şeye sahipsiniz.
  • Kaybedecek hiçbir şeyiniz yok.

Karşımızdaki insanın iyi bir arkadaş olup olmayacağını yeterli vakit geçirince zaten göreceğiz. Bu nedenle erken karar verip köprüleri oluşturmadan yakmaya hiç gerek yok.

  • Aksi kanıtlanmadıkça herkes saygıyı hak eder.

Tekrar söylemek gerekirse, insanlara saygı gösterirken de kazanılacak her şeye sahibiz ve kaybedecek hiçbir şeyimiz yok. Bu demek değil ki gün boyu insanların ayaklarına kapanın. Sadece insanları hiçe saymayın ya da onları önemsizlermiş gibi hissettirmeyin.

  • Hak etmediklerini gösterene kadar herkesi sevin.

Tanımadığımız insanlar hakkında ön yargılı olmamak gerekir. Günümüz dünyasında, herkes her şey olabilir, öyle görünmese bile. Dünya üzerinde bir sürü iyi kalpli, merhametli görünen aşağılık insanlar da var, heyecanlı çocuk gibi davranan milyarderler de. Bu nedenle kitabın kapağına tabi ki bakın, ancak yargılamadan önce birkaç sayfa okuyun.

  • Her zaman başkaları için neler yapabileceğini düşün.

Biriyle tanıştığınızda “Benim için ne yapabilir?” diye düşünmek yerine “O’nun için ne yapabilirim?” diye düşünün. Başkalarına yardım etmek, başkalarının sana yardım etmek istemeleri için en iyi yoldur, böylece herkes kazanır.

Şunu unutmayın ki başkalarına yardımcı olmak derken, kendinizi zeki göstermek için sizden talep edilmeden insanlara tavsiyeler vermenizi kast etmiyoruz. İnsanlara, vereceğiniz bilgi, yardım veya tavsiye, gerçekten o kişinin hayatını daha iyi etkileyecekse yardımcı olmayı teklif edin. Teklif edin ve ısrar etmeyin, bırakın kendisi karar versin.

2. Bölüm: Duruş

Bedeniniz tanıştığınız insanlara durmadan sinyal verir. Duruşunuz, insanların sizin hakkınızda ve sizin kendiniz hakkında ne düşündüğünüze dair önyargılarını etkiler. Uygun bir duruş için “sırtınız nasıl olmalı veya olmamalı?” sorusu duruşunuz için önemli bir konudur.

  • Düz durun, ama rahat olun.

Olumlu bir duruş oluşturmak için şunları deneyin.

  1. Ayağa kalkın.
  2. Ayaklarınızı kalçanız genişliğinde açın.
  3. Kendinizi olabildiğince uzun olacak şekilde durun, düşünün ki birisi sizi kafanızdan tutup çekiyor.
  4. Şimdi uzunmuş gibi hissetmeye devam edin ve omuzlarınızı rahat bırakın.
  5. Boynunuzu rahatlatın ve kafanızı ortalama bir insanın gözüne bakarken yukarı veya aşağı bakmak zorunda kalmayacağınız şekilde ayarlayın.

Birkaç ipucu:

  • Duruşunuzu korurken mümkün oldukça rahat olun.
  • Göğsünüzü kabartmayın, yerde yatıyormuşsunuz gibi düz olmalısınız.
  • Omuzlarınızı biraz geriye doğru yazın.

beden-dili-nedir

  • Dik oturun ancak put gibi durmayın.

Sırtınızı dik ve mümkün oldukça rahat oturmalısınız. Dik oturmaya başladığınızda fark edeceksiniz ki çoğu insan otururken kendilerini küçültüyor. Bu nedenle, siz dik otururken kendinizi oldukça uzun hissedeceksiniz. Bu durum sizi iyi hissettirecek.

  • Kaslarınızı her zaman gergin tutun.

Karın kaslarının ve sırtınız otururken veya ayaktayken asla sarkık olmamalı. Kaslarınızı belli bir gerginlikte tutmalısınız. Bu sadece sizin duruşunuzu etkilemez aynı zamanda zarafetle hareket etmenizi sağlar.

  • Ayağınızı yaklaşık kalça genişliğinizde konumlandırın.

Ayaklarınızın duruşu sizin hakkınızda çok şey söyler. Bu kesin bir bilgi değildir, ancak ayaklarınızı birbirine yakın tutmak genellikle kendine güvenmediğinizi gösterir, tam aksi şekilde geniş tutmak kendinize olan güveninizi gösterir.
Ayaklarınızı birbirine çok yakın veya çok uzak tutmak size kötü yansır. Bu nedenle size uygun pozisyon için ayaklarınızı kalça genişliğinde ya da birazcık daha geniş aralıkta tutmaya dikkat edin, ancak çok açmadığınızdan emin olun.

3. Bölüm: Odaya giriş

Bir odaya girdiğiniz an, odada olan herkesin yargılamalarına maruz kaldığınız andır. Bu anı kullandığınızdan emin olun. Bazıları tavus kuşu gibi abartılı tavsiyelerde bulunabilir. Ancak onlar bütün durumlarda geçerli değillerdir.

  • Orda olmaktan memnunmuş gibi gülümseyin.

Ne olursa olsun bir odaya girdiğinizde yüzünüzde bir gülümseme olsun. Gördüğünüz şeyden hoşlanıyormuşsunuz gibi gülümseyin. Ancak, aşırıya kaçmayın, yüksek sesle kahkahalar atmayın.

  • Kalabalığı selamlayın.

Ancak bunu bağırarak yapmayın ya da bu davranışı seven insanlar olmadıkça bu şekilde dikkat çekmeyin. Aksi durumda bir süre bekleyin ve odadaki insanlara bakarken yavaşça yürümeye başlayın.

  • Göz teması kurun.

Kalabalık üzerine bir cisimmiş gibi bakmayın. İnsanların gözlerine bakın. Biriyle göz teması kurarsanız, kibarca gülümseyin.

  • Acele etmeyin

Bu, güvenin bir göstergesi olmakla beraber çevrenizdekilere karşı açık bir tutumu da ifade eder.

  • Hayali arkadaşlara el sallayın.

İnsanlar arkadaşlarıyla sevgi ve saygı duymak ilişkisiyle bağlanırlar. Bir odaya girdiğinizde her zaman bahsettiğimiz selamlama rutininizi kullanın. Arkadaşınıza el sallayın ve ağzınızı oynatarak “geliyorum” deyin.

Buradaki nokta şu, bunu hayalini arkadaşlarınıza yaparken rahat hissedin. Büyük etkinliklerde çok kalabalık bir yere girdiğinizde arkadaşlarınızı hemen görmeniz neredeyse imkânsız. Unutmayın ki 360 dereceyi görme yeteneğimiz yok. Var olmayan bir arkadaşınıza el sallarsanız, kimse bunu fark etmeyecektir.

Bu çevrenizde birtakım etkiler oluşturur.

  • İnsanlar birilerini tanıdığınızı düşünecekler.
  • Sakince çevrenize bakmanız için zaman kazanacaksınız.
  • Kendinizden emin hissedeceksiniz.

Bu, sizin tamamen kendinize güvenmenizi sağlayacak bir öneri. El sallarken çekinmeyin. Karşınızda çok yakın bir arkadaşınız var ve ona el sallayarak yanına gideceğinizi belirtmek için iletişim kurmaya çalışıyormuşsunuz gibi düşünün.

4. Bölüm: El sıkışma

  • Sıkı ama nazik bir el sıkışma yapın.

Özellikle erkekler, el sıkışma şekline dikkat ederler. Zayıf ya da ölü balık tokalaşması yapmanız karşı tarafın gözündeki puanınızı aniden düşürmenize neden olacaktır.

  • El sıkışırken elinizi karşınızdakine uzatmakla kalmayın, el sıkışması takım işidir.
  • Ağır bir tavanın sapını tutarcasına sıkı bir el sıkışma gerçekleştirin.
  • Eğer karşınızdaki insan ölü balık tokalaşması yapıyorsa, siz de karşı tarafın elini çok sert sıkmamaya dikkat edin.

 

  • El sıkışırken göz teması kurun.

Tokalaşırken başka yerlere bakmak karşınızdakine olumsuz sinyaller göndermenize neden olur.

  • Karşınızdakine saygı göstermediğinizin göstergesidir.
  • Gizleyecek veya saklamanız gereken bir şey olduğunu düşündürür.

Karşınızdakinin gözüne, göz rengini hatırlayacak kadar bakmanız yeterli. Ancak bakarken gözünün içine dik dik bakmadığınızdan emin olun, sadece bir süreliğine inceleyin.

  • Gününüzü güzelleştirmişler gibi gülümseyin.

Tokalaşırken karşınızdakinin gözüne baktığınız sürece karşınızdakinin gözünde sizi mutlu eden bir şeyler görmüş gibi gülümseyin. Gülümseyin ancak yüksek sesle kahkaha atmayın.

5. Bölüm: Konumlanma

Nasıl ve nerede kendinizi konumlandırdığınız, sizi nasıl algılandığınız konusunda fark yaratır. Duruşunuz ve konumlanma şekliniz ile birlikte çok güçlü bir görünüm sağlar.

  • Açık bir pozisyon sergileyin

Birisiyle konuşurken, vücut pozisyonunuz karşınızdaki kişiye açık olduğunuzu göstermeli. Tercihen kendinizi “savunmasız” bir şekilde konumlandırın. Örneğin kollarınızı bağlamayın. Böylece, kendinize güvenli ve rahat bir görüntü sergilersiniz.

  • Karşınızdaki kişiye karşı kendinizi açın.

Bu ince bir değişikliktir, ancak vücudunuzun konuşma partnerinize işaret ettiğinden emin olmak fark yaratır. Başka yönü gösteren bir duruş korku, özgüvensizlik ve karşınızdakine güvenmediğiniz anlamına gelir.

  • Nesnelere yaslanmayın.

Bir nesneye yaslanmak, mesela bir duvara yaslanmak, pasifliği ve muhtemelen güvensizliği ifade eder. Ayaklarınızın üstünde sağlam durursanız, çok daha iyi bir duruş sergilersiniz. Duruş bölümündeki önerileri uygulayarak kendiniz için doğal ve rahat bir duruş geliştirebilirsiniz.
Eğer bir yere yaslanmanız gerekiyorsa, duruşunuzdan ödün vermeyin. Duruşunuzu koruyun ve kendinizi salmayın.

6. Bölüm: Yüzünüz

Yüzümüz çevremize en çok sinyal gönderdiğimiz alandır. Bu nedenle, insanların bilinçaltındaki mikro ifadeler üzerine çok fazla araştırma yapılmakta. İnsanlar bilmeden de olsa yüzleriyle çok fazla şey yansıtırlar. Bu nedenle yüzünüzü, insanlara kendiniz hakkında sinyal vermek için kullanabilirsiniz.

  • Yüzünüzün doğal halini mutlu bir ifadeden oluşturun.

Bazı insanlar yüzlerinin kendi ifadesini sinir bozucu veya kızgın olarak tanımlıyorlar. Bu durum, diğer insanlar için sosyal bir tehlike olarak görülmenize neden olur. Böyle bir ifadeye sahip olan bir insanla muhtemelen konuşmayı tercih etmezsiniz. Ancak bu ifade o kişi hakkında bir bilgi vermemesine rağmen, kişiyi dezavantajlı konuma sokar. Şundan emin olun ki iletişim halinde olmadığınız zaman, mesela bilgisayarınızda çalışırken, yüzünüzde mutlu olmasanız bile rahat bir ifade olmalı.

  • Göz temasınızı birden koparmayın.

İnsanlar tanıdıkları insanlarla konuşurken, çevreye bakma alışkanlığına sahipler. Bunu yapmamaya çalışın. Bunun aksine, bazı insanlar göz temasını korumayı başarabilirler. Siz de göz temasınızı koruyun ve gülümsemeyi unutmayın. Pasif olarak bakmak ürkütücü olabilir.

Göz teması kurmanın birkaç etkisi vardır.

  • İnsanlar sizin açık olduğunuzu düşünürler.
  • Kendinize daha çok güvenirsiniz.

 

  • Nasıl gülümsenmeli

Gülümsemek, yüzünüzü belli bir şekilde hareket etmek değildir. Gülümsemek, mutlu hissetmek ve yüzünüzün bunu yansıtmasına izin vermektir.

Gülümsemek için çok basit taktik var. Gerçekten hoşunuza giden bir şey gördüğünüzü düşündüğünüzde içten bir gülümseme oluşturabilirsiniz.

7. Bölüm: Teknikler ve Alışkanlıklar

  • Aynalama/ yansıtma duruşu

Çok kez araştırılan aynalama yöntemi güçlü bir tekniktir. Bu teknik insanların çevresindeki insanlarla aynı şekilde durduklarında kendilerini daha rahat hissettiğini savunmaktadır. Örneğin, insanlar kolları bağlı duruyorlarsa, siz de kollarınızı bağlayın. Sağ bacaklarına mı eğiliyorlar, siz de sağ bacağınız üstüne eğilin. Bir şeyler mi içiyorlar, siz de için. Bu teknikte dikkat etmeniz gereken şey çevrenizdekiler bunu bilinçli yaptığınızı anlamamalı, yoksa tekniğiniz gücünü kaybeder.

  • Ayna hareketi

Yukarıda bahsettiğimiz gibi apaçık olmamalısınız. Ancak yaptığınız küçük şeyler uzun yol kat etmenizi sağlayabilir. Siz kahve içerken onlar başka bir içecek mi alıyorlar, siz de alın. Onlar gülümsüyorlarsa siz de gülümseyin. Size biraz daha mı yaklaşıyorlar, siz de yaklaşın. Bu teknik, mütevazi bir şekilde ancak sıklıkla yapıldığında etkisini göstermektedir. Tekrar söylememiz gerekirse, ayna hareketi yaptığınızı belli etmemeye özen gösterin.

Kaynak

Seyhan Kol

Proje Yönetimi Okulu Blog Yazarı


İlgili Makaleler


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Başa dön tuşu